gunes savas yemez
Şubat ve Mart ayları ateş elementine baktığımız aylar. Aynı zamanda kafamızı göğe çevirip kuşları beklemeye başladığımız ve ağaçların kış sürgünlerinin yeşil yeşil kabarmasını takip ettiğimiz zamanlar. Hava kimi zaman güneşli kimi zaman hayli serin ve yağışlı. Yağmur ve soğuk bizi biraz yavaşlatsa da yaptığımız şeyler çoğunlukla aynı. Akışımız her zamanki gibi. Sabah birlikte kısa bir oyun saatinin ardından, ormana gidenler ve Permakamp’ta kalanlar olarak ikiye ayrılıyoruz. Ormana gidenleri kardelenler ve çuhalar karşılayacak, çamurlu orman zemininde bol bol kayacaklar. Geride kalanlar ise öğle yemeği hazırlayanlar ve bahçede çalışanlar olarak ikiye ayrılıyorlar. Elementimiz ateş; o yüzden bahçedeki kerpiç fırın gürül gürül yanmakta. Mutfak ekibindekiler öğlen yiyecekleri ekşi maya mini pidelerini hazırlayacaklar ve büyük fırında pişirecekler. Elbette bir Permakamp klasiği olarak sebze çorbası ve sobada pişen mercimek yemeği var menüde. Yemeklerimizi mümkün mertebe ateşte pişiriyoruz.
Şubat ve mart ayları ateş elementine baktığımız aylar. Hava soğuk ve yağışlı genellikle, ama BEM Okullarının ziyaretimize geldiği günlerde güneş gül yüzü ile pırıl pırıl parlıyordu. Üzerine yoğunlaşacağımız mevzu ateş ama rutinlerimiz hemen hemen aynı. İlk önce kısa bir serbest oyun zamanı ile başlıyoruz güne. Ardından iki ana gruba ayrılıyoruz. Bir grup orman yürüyüşüne giderken, diğeri Permakamp’ta kalıyor. Yerleşkede kalanlar da ikiye ayrılıyorlar. Bir grup öğle yemeğini hazırlarken, diğer grup büyük fırının karşısına mini bir fırın inşa edecek. Ateşe gerçekten yaklaştığımız çalışmalar yapıyoruz. Bahçedeki fırın harıl harıl yanmakta, çünkü öğle yemeğinin mini ekmeleri pişecek burada. Mutfak ekibindekiler öğlenin ekşi maya pideciklerini yapmaya girişiyorlar fırında. Balkabağı çorbası pişiriliyor aynı zamanda. Ve sobanın üzerinde mis gibi mercimek yemeği fokurdamakta.
Ekim ayından bu yana yeniden beraberiz. Üzerimizde pandeminin verdiği ağır rehavetten çok tekrar birlikte olmanın güzel enerjisi var. Bu yazı, her zamankinden biraz farklı olarak bir günü özetleyen bir yazı değil de, nasıl ve nelerle başladığımızı paylaştığım bir yazı olacak. Hızlı bir giriş yapmaktansa yumuşak ve sakin bir ritimle başlamayı tercih ettik. Bildik rutinlerimizle başladık. Elbette güne yine iki gruba ayrılarak başlıyoruz. Bir ekip orman yürüyüşüne giderken, diğer ekip Permakamp’ta kalıyor. Orman yürüyüşü ve atölyeler yaklaşık 10:30 suları başlıyor. Kampta kalan ekip öğle yemeğini yetiştireceği için biraz acelemiz oluyor. İkiyi ayrılıyoruz yine.
Sultançiftliği İlköğretim Okulu 4. Sınıf öğrencileri bizimle beraberdi bugün. Yağmurun ardından hava ılık ve bulutların arasından güneş yüzünü ara ara gösteriyor. Permakamp arazisi ise ıslak. Çocuklar her zamanki gibi büyük bir coşku ile geliyorlar Permakamp’a. Çantalarını yerleştirdikten sonra hemen oyun alanına koşuyorlar. Yaklaşık 20 dakika serbest zamanları var. Ardından bir grup Mehmet ve öğretmenleri eşliğinde orman yürüyüşüne çıkıyor. Permakamp’ta kalanların ise saat 10:30 suları atölyeleri başlıyor. Mutfak atölyesi ve bahçe atölyesi ekipleri olarak ikiye ayrılıyorlar. Mutfak ekibi ekşi maya hamurdan patatesli ve peynirli pide hazırlayacak ve çorba pişirecek. Çocuklar Nesrin ve Tolga’yla öğle yemeği hazırlığına başlıyorlar.
Sultançiftliği İlköğretim Okulu’ndan 3. sınıf öğrencileri bizimleydiler.Güneşin ısıttığı, lodosun sersemlettiği bir gün. Rüzgâr estikçe uçuruyor ama durduğunda sıcacık bir güneş bizi sarıyor. Gün çocukların olağan Permakamp’a kavuşma sevinci ile başlıyor. Koşarak giriyorlar kapıdan. Çantalar ve ceketler aceleyle yerlerine yerleştiriliyor ve bir telaş oyun alanına koşuyorlar. Yaklaşık 20 dakika serbest oyun zamanları var. 10:30’da atölye çalışmalarına ayrılıyorlar; mutfak atölyesi ve bahçe atölyesi.
Yeni Okul 5., 6. ve 7. Sınıf öğrencileri bizimle beraberdi bugün. Hava güneşli; böyle günlerde hep olduğu gibi sabah her yeri incecik buz ve kırağı sarmış halde. Bugün Permakamp ekibi gençler için hazırlanıyor. Hem heyecan verici ve zevkli, hem de zor. Gençlere kendimizi beğendirmek pek kolay değil ?. Çalışırken devamlı yaratıcı ve esnek olmak gerekiyor. Zira gençler hem kendi sınırlarını hem de sizinkileri her daim aşmak konusunda kararlılar...
Bugün Atölye Çocukevi bizimle beraberdi. Havanın böyle bulutlu olduğu günlerin sabahı her yer buz ve kırağıyla kaplı olmuyor, aksine tatlı bir ılık hava ve mis gibi bir yağmur kokusu oluyor. Bugün hava bulutlu ama yağmur yağmıyor; tüm günü keyifle dışarda çalışarak geçirebiliyoruz. Çocuklar sabah Permakamp’a vardıklarında güne serbest oyun ile başlıyorlar adet olduğu üzere. Sobalar yanıyor ve sobaların üzerinde ıhlamur çaydanlıkları minik minik tıngırdıyor.
İstanbul Bilim Anaokulu öğrencileri bizimle beraberdi bugün. Bulutlu ama ılık bir gün. Sabahın keskin soğuğundan da, kırağıdan da, güneşten de eser yok. Ama mis kokulu ılık bir hava var. Evet hava bulutlu ve gri, ama yağmur yağmıyor ve tüm günü dışarıda geçirebiliyoruz bu sayede. Şubat ve Mart ayları boyunca ateş elementi ile oynayacağız. Bu aylarda her şey bir yanı ile ateşle ilgili olacak. Mesela öğle yemeği menümüzde kerpiç fırında pişireceğimiz patates ve peynirli ekşi maya pide var. Çocuklar Permakamp’a vardıklarında hiç vakit kaybetmeden çalışmaya başlıyoruz; öğlen yiyecekleri pideleri yetiştirme telaşındayız. Üç çalışma grubuna ayrılıyoruz. Mutfak çalışması, balmumundan mum yapma çalışması ve bahçe çalışması. Mutfakta çalışanlar kendi içlerinde de ayrılıyorlar. Bir çocuk Tolga ile birlikte çorba pişiriyor, diğerleri Nesrin’le beraber pide hazırlığı yapıyorlar. Haşlanmış patatesleri ayıklıyorlar, biraz pırasa biraz pazı kesiyorlar ve peynir katıyorlar pidenin harcına. Onları hazır bekleyen ekşi maya hamur topaklarını oklava yardımı ile açıyorlar ve pidelerin harcını ekleyip kapatıyorlar.
Yeni Okul 2. Sınıf, 3. Sınıf ve 4. Sınıf öğrencileri bizimle beraberdi bugün.Sabah saatleri serin yine, her yeri incecik bir kırağı sarmış, ancak hava pırıl pırıl güneşli. Gün soğuk başlasa da öğleye doğru ısınacağı belli. Çocuklar her zamanki gibi Permakamp’a koşarak giriyorlar. Akıllarında bir an önce oyuna başlamak var. Her birinin yapmak istediği şeyler farklı ve Permakamp’a özgü. Kimi çukur açacak, kimi ağaç eve çıkacak, kimisi hurdalıkta oyun kuracak, kimisi de derenin yakınında ağaçlarla saklı gizli bölgede oynayacak. Her çocuk, yakınında bir öğretmeni, kendi oyununa başlıyor. Yaklaşık 30 dakikaları var serbest oynamak için. Saat 10:30 olunca 4. Sınıf öğrencileri Mehmet ve öğretmenleri ile beraber orman yürüyüşüne çıkıyorlar. Ormanda her bir çocuk orman hayvanları için bir barınak yapmaya karar veriyorlar ve hem hayvanlar için hem de kendileri için pek şahane mini mini barınaklar inşa ediyorlar ormadan.
YÖM Okulları’ndan 3. Sınıf öğrencileri bizimle beraberdi bugün. Güneşli ve serin bir gün yine. Çocuklar ve öğretmenler harika bir enerji ile giriyorlar kampa. Güne hazırlar. Uzun yoldan geldiler, biraz koşturmaya, kaslarını çalıştırmaya ve temiz havaya ihtiyaçları var. Lakin öğle yemeği telaşımız var.