Neredeyse bitti Eylül ayı. Sonbahar yüzünü gösterdi. Sabah çadırdan kafamızı uzattığımızda her yer çiğ, sis ve montları giydirecek kadar soğuk. Bakalım bugün hava nasıl olacak derken güneş kendini öyle bir gösterdi ki, her yer çiçek açtı permakampta. Artık gelenekselleşmeye başlayan aşure ve korkuluk şenliğimizi yaptık geçtiğimiz pazar. Çok çok kalabalıktık. Pek çok misafirimiz vardı farklı dillerden, farklı kültürlerden. Tüm gün çocuk cıvıltıları yükseldi gökyüzüne kampımızdan. Sevimli korkuluklar yaptık, koca bir kazan aşure kaynattık ve iyi dileklerde bulunduk. Biz çoğaldıkça aşuremize bereket geldi. Güneşli bir pazar günümüz mis gibi aşuremizi ve sevimli korkuluklarımızı yaparak geçti. Daha ne olsun ki?

Sabahın erken saatlerinde kamp sakinleri toplanmaya başladı. Çoook kalabalık olacağımız için upuzuuun sofralar kurduk. Kendi ürünlerimizin ve yerel üreticilerin ürünlerinin olduğu pazar yerimizi açtık. Sıcacık çayımız, mis gibi ekşi mayalı zeytinli ekmeğimiz, lezzetli peynirlerimi ve daha neler nelerin olduğu kahvaltımızı hazırladık. Misafirlerimizi sıcacık bir karşılamayla ve nefis kahvaltımızla karşılamaya başladık. Çoğaldık çoğaldık… Kahvaltı sonrası tanışma ve oryantasyonun ardından takımlara ayrıldık. Aşure ekibi ve korkuluk ekibi, mutfak ekibi.
Aşure ekibi olarak önce güçlü bir ateş yaktık. Pişmesi 5 saat süren aşuremiz için ateşi güçlü tutmak ciddi bir işti. Aşurenin içine konacak malzemeleri ekip olarak el birliği ile hazırladık. İncirler kesildi, üzümler ve dutlar temizlendi, nar ve elmalar soyuldu, fındıklar ezildi. Susam, fındık ve tarçınlı mis kokulu sosumuz kavruldu. Aşuremizin pişmesine yakın küçücük eller kuru meyveleri kazana ekledi.
Mutfak ekibi pergolada öğle yemeği hazırlamaya koyuldu. Tabii ki bütün gün hiç bitmeyen çay servisi ile birlikte.
Korkuluk ekibi öğleden sonra yapılacak olan korkuluklar için ön hazırlıklarını tamamladı. Öğle yemeği yine upuzuuun dolu dolup boşalan sofralarda sohbet muhabbet eşliğinde yendi. Tam bir şenlik havasında. Karnımızı doyurup, ağaçların altında ruhumuzu dinlendirdikten sonra programın ikinci bölümü başladı. Bir tarafta aşure pişerken diğer tarafta korkuluk yapım ekibi işe koyuldu. Neşeli, becerikli ve bir o kadar da eğlenceli bir ekipti. Eski kıyafetler, kullanılmayan kumaşlar, ayakkabılar, atık malzemeler bir araya toplandı. Çocuklar önce korkuluklarının yüzünü tahtanın üzerine çizdi ve boyadı. Tahtalar daha sonra yardımcı büyükler tarafından tek tek kesilerek korkulukların yüzleri hazırlandı. Ardından saman ve tahta sopalarla iskeleti hazırlandı ve en zevkli kısmı olan giydirmesine geçildi. Korkuluklar bitince de hep birlikte bir geçit yaptılar aşure alanına. Hazırladıkları korkuluklarıyla birlikte yürürken miniklerin yüzlerindeki gülümseme ve gururu görmek paha biçilemezdi. Korkuluklar öyle sevimli oldular ki tarlaya gelen hangi kuşları korkutacaklar acaba? :) Ve aşuremiz pişti. Herkes kazan başına! Günün sonunda kampımızın tüm katılımcıları toplaştık kazanın başına. Önümüzdeki sene için iyi dilekler dileyerek daldırdık kepçeyi, doldurduk kaselerimizi. Afiyetle yedik mis kokulu aşuremizi. Ardından da korkulukları alana ve araziye yerleştirdik. Arazimiz artık pek renkli, pek neşeli :)
Bir permakamp gününü daha, birlikte güzel bir günü paylaşmanın verdiği keyif, üretmenin, çalışmanın verdiği mutluluk ve tatlı bir yorgunlukla, misafirlerimizi tekrar görüşmek üzere uğurlayarak kapattık. Bereketimiz bol olsun :)
25.09.2017