Üye Günceleri

Sitemize Üye iseniz sizde hemen bir blog oluşturun..
3 minutes reading time (616 words)

Öğretmenimiz Doğa ve Permakamp'ın Ağaçları

Herkese merhaba,

Permakamp'ta ilk günümü geride bıraktım ve çocuklarla neler yaptık anlatmak isterim. Anakent Koleji'nin 2. ve 4.sınıfları ile çalıştık 23 Mayıs Pazartesi günü. Onlar gelmeden önce araziden çeşitli ağaçlardan yaprak örnekleri topladım; kiraz, erik, elma,  karaağaç, fındık, akasya, meşe, akçaağaç, ova akçaağacı, dişbudak, ladin, dut, armut (armudu Seteney getirdi sağolsun ben bulamadım. ). Bir de en yaygın görülen yaprak tiplerini, yaprak ucu, yaprak kenarı, yaprak tabanı şekillerini çizmiştim hepsini bir tabloda birleştirdim. Amacım görsel ile çocukların farkındalığını arttırmaktı. Nar cafede masanın etrafına doluştuk ilk grupla. Görseller ilgilerini çekti, yaşasın! Ağaçların kısımları nelerdir diye sordum. Hepsini saydılar sırayla kök, gövde, yaprak, dal, meyve, çiçek, kozalak diye. Peki dedim. Ağaç ve çalı arasındaki fark ne olabilir ? Gövde dediler. Ooo siz iyi gözlemcisiniz dedim gülüştük. Peki ağaçlar nasıl nefes alır ? Yapraklarıyla. Hadi bu kolay oldu; peki nasıl beslenirler ? Iıı-ıı.. Onu da yapraklarıyla yaparlar. Ağaçlar yaprakları ile kendilerine besin yani şeker üretirler. Bildiğimiz sofra şekeri değil ama hayatta kalmaları yapraklara bağlı. Yapraklar neyi sever? -Güneşi ve suyu. E o zaman kışın yapraklarını niye döküyorlar? dedi biri. Çünkü hava soğuyor dedi diğeri, yapraklarını çoğaltıp ısıtsınlar kendilerini dedi öteki, e hava soğuk yapraklar çok narin diye cevapladı onu arkadaşı, e-ee çam ağaçları? onlar dökmüyor !? çünkü onlar soğuk sever dedi diğeri. Güzel fikirler çıktı :) Konuştuk konuştuk.

İlkbaharın son ayındayız bütün ağaçlar yeşillendi yapraklar üzerinden ağaçları tanımaya çalışacağız dedim. O zaman görsellere daha dikkatli baktılar, ilk dikkatlerini çeken erik oldu. Çünkü hepsi erik yemenin peşindeydi. O zaman dedim başlayalım, bu görsellere bakıp ağaçları bulmaya çalışalım mı ? Heyecanla koşturmaya başladılar. Önce fındığı buldular, sonra meşe takip etti onu. Meşe palamudu ve sincaplar kalplerine işlemiş çoğunun, ne güzel diye düşündüm. (Hımm kışa doğru meşe palamuduyla çok güzel bir oyun oynayabiliriz. O da sürpriz olsun;))  Kiraz var dedim yakında bir yerde ama dikkatli olun yanında ona çok benzeyen bir yaprak daha var. Kiraz ve karaağacı karıştırdılar, ben de bunu istiyordum. Tablomuzu yanımıza almıştık, tırtıklı kenarlar, sivri uç, e tabanı da benziyor gibi aaa değilmiş, karaağacın tabanı farklıymış! Böyle böyle bütün araziyi taradık. Sihirli aynalarımızla ağaçların taç kısımlarını da görmeye çalıştık; utangaçlık yapmışlar mı, birbirlerinin ışıklarını kesmişler mi kesmemişler mi, sarılmışlar mı bunlar nelere sebep olabilir konuştuk, dinledim; fikirlerinin duyulması önemliydi ve hepsi de çok değerliydi. Günün en çok sevilen ağacı açık ara erikti. Yedikleri eriklerin çekirdeklerini gömmek istediler, seneye de gelirlerse yeni erikler çıksın. Erik önemli, çok önemli! Erik aşkına ağaca tırmandı birkaçı sırayla, kolumun uzunluğu kadar izin verdim; ben çıkabilirim daha yükseğe dedi. Eminim ama ben çıkamam beni tartmayabilir, o yüzden dedim. Yapraklarla tayin ettiğimiz ağaçların kabuklarını da inceledik. Pastel boyalarla kabuk desenleri yaptı bazısı. Bütün ağaçların gövdesi aynı değilmiş meğerse. Bazısı çok kırışık, bazısı neredeyse pürüzsüzmüş, hem ağaçların gövdesinde göz göz sivilceler de varmış, kabukların renkleri de farklı farklıymış.  En yaşlı ağacı bulmaya çalıştık. Ağaçlara sarıldık çaplarını ölçtük. Bir ara hepsi ağacın etrafında sevgi yumağına dönüştüler :). Bir kütüğün yaş halkalarını saydılar. Keşke daha çok zamanımız olsaydı kim bilir neler olurdu. Hepinizi çok sevdim çocuklar: neşeniz ve canlılığınız daim olsun!. Bunları neden yaptık peki diye son sorumu sordum. Çünkü ağaçların da mensup olduğu aileler var. Benzer özellik gösteren ağaçları biyologlar gruplamışlar ve tayin anahtarları oluşturmuşlar dedim. Böylece bilmediğiniz bir ağacı bulmak için bu tayin anahtarlarını kullanarak tanımlayabilirsiniz. Aynı bulmaca gibi. Ve lütfen iyice emin olmadığınız hiç bir ağacın veya çalının meyvesini yemeyin diye de ekledim. Güvenlik önemli!

Bir grupla yere çökmüştük, öğleden sonrasıydı, çekirge zıplayıp duruyordu tablomuzun üzerinde, korkmadığımı gördüklerinde şaşırdılar :). Ben böcekleri çok seviyorum. Ayrıca o çekirgeyi daha önce görmemiştim: Bir sonraki gidişimde yakından inceleyeceğim aklım kaldı.

Böyle bir gün geçirdik. Şimdi yazınca anlıyorum epey yoğunmuşuz. Seteney'in dediği gibi günü güzel akıttık:) Gökhan da ormanda benim çalışmayı devam ettirmiş, çok iyi yapmış. Bir dahakine ormana giden sihirli aynaları alabilir; taç utangaçlığı ormanda çok daha güzel görünür. Sihirli ayna ismini de çocuklar buldu. Fotoğraf çok az çekebildim. İlk günün heyecanından, üzgünüm.

Ben Nihan Boydaş. Biyoloğum. Doğayı çok seviyorum. Çocukları da. 

Görüşmek üzere,

Sevgiler,

@dogadakibiyolog 


×
Stay Informed

When you subscribe to the blog, we will send you an e-mail when there are new updates on the site so you wouldn't miss them.

Periler, ağaçlar, çiçekler, böcekler ve çocuklar c...
Şerbetçi Otumuz
 

Haber Postası

captcha 

Hakkımızda

S.S.Permakamp
Riva Tüketim Kooperatifi

V.D. - Zincirlikuyu 7280400079
Adres - Gülbahar Mh. Avni Dilligil Sk. Akün Apt. No:20/4
İletişim : info@permakamp.com