Merhaba, Permakamp'ın ilk toplantısını yaptık. Keyifli bir toplantı oldu. Katılanların bizden daha heyacanlı olması önemli bir noktaydı. Bu toplantıların asıl amacı topluluğu geliştirmek olmasına rağmen, ara ara hayallere dalan muhabbetleri engellemek zorunda bile kaldık. Herkes neredsinden nasıl destek olabilir bunu keşfetmeye çalıştı. Eminim bizim haftalardır kurduğumuz gibi hayaller kurulmaya başlandı bile. Ağacın altında resim yapan çocuklar, akşam ateş başında yapılan muhabbetler, haftalık yoğurdu yapanlar, çilek toplayan çocuklar, fırının verimini nasıl artırırız üzerine kafa yoranlar, kamptaki fırında yapılan ekmeği kapıp tavuklarla paylaşan çocuklar, anadoludan getirttiğimiz buğdayı eve gidecek çuvallara paylaştıranlar, ağaca tırmanmayı öğrenen çocuklar, üç gündür ağılın kapısı niye tam kapanmıyor diye boğuşanlar ...

Merhaba, Permakamp Projesinde gelişmelerden haberdar etmek istedik. Aynı anda iki konu üzerinde çalışıyoruz. Aynı anda iki konu üzerinde çalışıyoruz. 1-permakamp teorinin geliştirilmesi ki bu çok önemlidir.

PERMAKAMP AĞI

Topluluğumuz bütüncül tasarımımızda en önem verdiğimiz konulardan biridir. Çok kapsamlı bir profil çeşitliliğine imkan vermeye çalıştık. Her bitkinin kendi yaşamı olduğu gibi diğerlerine zarar verdiği ya da faydalı olduğu yanları vardı. Bir profilin çıktılarını diğerinde faydaya dönüştürecek yöntemler üretmeye çalışacağız. Fakat en önemlisi çeşitliliğe önem vereceğiz.

Şimdilik işlemde olan profilleri tanıtmaya çalışacağız. Bu yazıyı okuyan herkesin kendi katılımı için bir yöntem bulacağını düşünüyoruz.

Bizler şehirlerde yaşamını sürdüren ama bundan memnun olmayan bir grup insanız. Topraktan, ağaçlardan, hayvanlardan çok uzağız. Doğa içinde zaman geçiremiyoruz. Doğal diyerek bize pazarlanan alanlarda yoğun bir kimyasal ilaçlama ve çim denen ürünsüz yeşilliklerden başka seçeneğimiz yok. Zararsız ve sağlıklı besine ulaşamıyoruz yada bunlara ulaşmak için zamanımızın ve paramızın büyük kısmını harcamak zorunda kalıyoruz. Toprakla tek bağımızın öldüğümüz zaman olmasını istemiyoruz. Bu tür bir şehir yaşamını kabul etmiyoruz.